Finlandiya’nın üyeliğinin Türkiye’ye etkisi ne olur?
Finlandiya’nın NATO üyeliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) onaylanması ile NATO’nun genişlemesinin önü açılmış oldu. Uzmanlar, Türkiye’nin çekincelerini kaldırmasının ardından üzerindeki diplomatik baskının hafifleyebileceğini söylerken, İsveç’in onay sürecinin hala beklediğine dikkat çekiyor.
İsveç’in Türkiye’de NATO üyeliğinin onaylanması 14 Mayıs seçimleri sonrasına ertelendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki gün önce İsveç’in üyeliği sorulduğunda, “Beklediğimiz bazı şeyler var, yerine getirilmeden olmaz” demişti.
Türkiye’nin inişli çıkışlı onay süreci
Ukrayna savaşının başlaması ve uzun süreceği anlaşıldıktan sonra Finlandiya, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından tarafsızlığını bozma kararı aldı ve Rusya’ya yönelik algılanan tehlikeyi ortadan kaldırmak için İsveç ile birlikte 18 Mayıs 2022’de NATO’ya başvurdu, hangi ile sınırlıdır. İttifak, 5 Temmuz 2022’de bu iki ülkeyi resmi olarak davet etmişti.
Finlandiya’nın üyeliğinin onaylanmasına kadar geçen 10,5 aylık süreçte Türkiye’nin üyelik sürecinde inişler ve çıkışlar yaşandı.
İki ülkenin başvurusunun ardından Ankara bazı alanlarda onay talebinde bulundu. Aday ülkeler ile Ankara arasında Haziran ayında Madrid’de yapılan NATO toplantısında yapılan müzakerelerin ardından ortak bir üçlü mekanizma kuruldu.
Üç ülke arasında 28 Haziran 2022’de imzalanan mutabakat zaptı ile İsveç ve Finlandiya, “terörle mücadelede Türkiye ile işbirliğini artırmak”, “Türk menşeili kuruluşların her türlü faaliyetini engellemek” başta PKK olmak üzere terörle bağdaştırılan” ve “Türkiye’nin ‘terörizmi” ‘suçlu’ olarak isimlendirilen kişilerin iade şartları getirildi.
İsveç, 1 Ocak 2023’te yürürlüğe giren bu anayasa değişikliklerinin ardından “güvenlik güçlerinin terörle mücadele alanını daha da açacak” bir anayasa değişikliği yaparken, “terörle mücadeleye ilişkin” birçok madde üzerinde de çalıştı. Ancak bu adımlar Ankara için pek tatmin edici olmadı. Türkiye’nin taleplerinin Finlandiya tarafından karşılandığını, İsveç’in adımlarının ise yetersiz kaldığını savunuyor.
6 Şubat depremleri ve ekonomiye etkisi
Peki Ankara’nın Finlandiya’ya yönelik vetosunu kaldırmasında hangi unsurlar etkili oldu?
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, Türkiye’nin Finlandiya ile başından bu yana ciddi bir sorun yaşamadığını belirterek, 6 Şubat depremleri ve Türkiye’deki bozulmayla birlikte ortaya çıkan beklentilerin, ekonomik olması da bu onayda etkili oldu.
“Batı ile daha önce yaşadığımız bazı çatışmaları yeniden vurgulamak daha doğru olurdu. Ancak bunu artık göremememizin nedeni hem şok hem de artan ekonomik beklentiler.”
14 Mayıs’ta önemli bir seçime giden Türkiye’de iktidar, bir önceki seçim öncesi dönemlerin aksine Batılı ülkelerle gerilim politikası izlemiyor. Başta güçlü Körfez ülkeleri olmak üzere çevre ülkelere sıcak mesajlar veren Ankara, yeniden seçime giden Yunanistan ile gerilim politikası yürütmemeye özen gösteriyor.
Türkiye üzerindeki baskı azalacak mı?
İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğinin gündemde olması ve Türkiye’nin çekinceleri ile nihai onayla birlikte İttifak ülkelerinden gelen baskının azalması bekleniyor.
Ülgen, Türkiye üzerindeki diplomatik baskının bir ölçüde de olsa azalacağı görüşünde ve bunu “Türkiye böylece kategorik olarak NATO’nun genişlemesine karşı olmadığını göstermiştir” sözleriyle aktarıyor.
Rusya ile sınır komşusu olan Finlandiya’nın üyeliği NATO için kritik kabul edilirken, İsveç’in konumu Baltık Denizi’ndeki etkinlik açısından da önem taşıyor.
Türkiye’nin NATO Nezdindeki Eski Daimi Temsilcisi Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan, Baltık Denizi’nin İsveç’in katılımıyla bir nevi “NATO Denizi” olacağına dikkat çekerek, Türkiye’de yapılacak seçimlerin sonuçlarıyla İsveç’in durumunun netleşebileceğini kaydetti. Temmuz ayındaki NATO zirvesinden önce. . Ceylan diyor ki:
“Seçimler geliyor. Ondan sonra cumhurbaşkanlığı ve parlamentoda nasıl bir tablo ortaya çıkacak göreceğiz. Ama zirveden önce İsveç’teki durumun bir şekilde düzeleceğini düşünüyorum. Olmazsa o zaman düzelecek bir kulvara gireceğiz.” Bizi ittifakla karşı karşıya getirin.”
Finlandiya’nın üyeliğinin önemi
Finlandiya’nın Rusya ile 1340 kilometrelik bir sınırı var. Finlandiya’nın bu iki ülkenin ortasında daha kritik bir konumda olduğunu düşünen Ülgen, “Çünkü Finlandiya’nın Rusya ile sınırı var. Dolayısıyla Finlandiya’nın üyeliği zaten NATO genişlemesinin önemli bir parçası.”
Sürecin başında iki ülkenin ortak üyeliğinin değerlendirildiğini hatırlatan Ülgen, bundan sonraki politika değişikliğini şöyle anlatıyor:
“Buradaki asıl değişim İsveç ve Finlandiya arasındaki anlayış. Yani bu iki ülke başta ‘birlikte gireceğiz’ anlayışıyla hareket ettiler. Finlandiya, Rusya ile sınır komşusu olduğu için.”
Nihai onayın ardından denge politikası izleyen Türkiye’ye Rusya’nın bakış açısının değişip değişmeyeceği sorusuna Ülgen, “Rusya’nın Türkiye’den NATO genişlemesini tamamen bloke etme yönünde kalıcı bir beklentisi yoktu. Türkiye böyle bir şey yapmamıştı. neyse bir açıklama.”
Bu durumda Finlandiya’nın İttifak’a katılması, Rusya’nın NATO ile olan sınırının uzunluğunu artıracaktır.
Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan, “Bu üyelik, Rusya’nın askeri teşkilatını, yani askeri düzenini bu duruma uyarlamasını gerektiriyor. Dolayısıyla Rusya üzerindeki baskı da artacaktır” diyor.
Finlandiya’nın İttifak’a katılmasıyla sınırda hemen bir seferberlik beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Ceylan, öncelikle üyelik sürecinin tamamlanması ve gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini, Temmuz ayında Litvanya’da yapılacak NATO zirvesinin ise önümüzdeki günlerde gerçekleştirileceğini ifade etti. değerli ol
Mani olmadan DW Türkçe’ye nasıl ulaşabilirim?